19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında etkili olmuş, zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı bir sanat akımı olan Art Nouveau‘nun İstanbul’daki yansımalarına, dönemin en gelişmiş ve kozmopolit semti olan Beyoğlu’nun (Pera) binalarında ve bazı gösterişli Boğaziçi saraylarında sıklıkla rastlarız. Yakın zamanda yayınlanan bir kitap, bu üslubun izlerinin mimarinin yanı sıra sanatın başka dallarında da gözlemlenen etkilerine dikkati çekiyor.
Görsel: Mimar Raimondo D’Aronco ünlü eserlerinden biri olan Beşiktaş’taki Şeyh Zafir Türbesi’nde Art Nouveau etkileri.
İstanbul’da Art Nouveau üslubunun ilk örneklerini, Osmanlı döneminde saray mimarlığı yapmış İtalyan mimar Raimondo D’Aronco‘nun (1857-1932) eserlerinde görüyoruz. Mimarın yolunun İstanbul’a düşmesinin ilginç bir hikâyesi var.
D’Aronco, 1893 yılında Sultan II. Abdülhamid‘in tahta çıkışının 20. yıl dönümü dolayısıyla üç yıl sonra düzenlenmesi planlanan fuarın mekanını tasarlamak üzere Osmanlı İmparatorluğu’na davet ediliyor. Fakat 1894 yılında yaşanan büyük İstanbul depremi sonrasında ticaret fuarı planları da iptal ediliyor. Bunun yerine D’Aronco, hasar görmüş tarihi eserlerin onarım işlerinde, hem kamu hem de özel kullanım için yeni binalar tasarlamakla görevlendiriliyor.
Kısa süre sonra padişah sarayının baş mimarı olan D’Aronco, modern bir Osmanlı şehri konseptinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunuyor. Eserlerinde geleneksel Osmanlı biçimlerini yeniden yorumlayarak Art Nouveau’nun özellikle İtalyan ve Avusturya versiyonları ile kaynaştıran D’Aronco, 1909’da II. Abdülhamid’in düşüşüne kadar saray mimarı olarak görev yapıyor.
İstanbul Art Nouveau’su
Art Nouveau üslubunun İstanbul’daki yansımalarına ilişkin günümüze dek yapılan yayınların, özellikle D’Aronco’ya ve eserlerine odaklandığını öğreniyoruz. Şehir peyzajına katkıda bulunduğu için en fazla göze çarpan etki alanı da mimari olduğundan bu gayet anlaşılır bir durum.
Bu yıl alBaraka Yayınları tarafından yayınlanan İstanbul Art Nouveau’su isimli kitap, Osmanlı payitahtında bu akımın izlerini mimarinin yanı sıra sanatın başka dallarında da teşhis etmiş. Mevcut yayınlara, arşiv araştırmalarına ve saha çalışmalarına dayanan makalelerin yer aldığı bu kolektif eser, mimari eserlerle birlikte mezar tasarımı, tezhip, çini sanatı, gündelik hayat objeleri gibi farklı alanlarda da gözlemlenen etkilere dikkat çekiyor.

İstanbul Art Nouveau’su kitabı ve konuyla ilgili daha fazla bilgi için kitabın editörü Dr. Müjde Dila Gümüş‘ün konuk olduğu Kültür-Tarih Sohbetleri programını aşağıda izleyebilirsiniz.
Bonus: İstanbul’daki Art Nouveau etkisi barındıran yapıları hızlıca keşfetmek ve harita üzerinde görmek isterseniz Estonyalı tasarımcı-gezgin Jürgen Järvik‘in şu blog yazısını (İngilizce) okumanızı öneririz.
İlginizi çekebilir
- Casa Botter Yeniden Açıldı
- Anıtkabir’in Mimari Rehberi
- İslam Sanatı ve Mimarisindeki Yüksek Geometri
- Afife Batur ile «Mimarlık Tarihi»
- Mimar Sinan’ın İzinde İstanbul
- Unutulmuş Mimar Edoardo De Nari
0 Yorum bulunuyor “İstanbul’da Art Nouveau İzleri”